Aylardır planlanmış bir kanunsuzluğun neticesi belli olacaktı bu gece
Arabanın camından yağmur taneleri kendi çizdikleri yolda birbirinin ardınca süzülüp giderken aklımdan geçenler sadece yapmamız gerekeni tekrar süzgeçten geçirmekti gözlerim arabanın kadrajındaki saate takıldı 3:19 gösteriyordu
Zaman yaklaştı beyler dedim çocuklara
Ve derken içimden çıkmaya hazırmış gibi kalbim heyecanıma dayanamayacak gibi giderek artan bu heyecanımı depreştirmeye çalışsam da boş ve içim içime sığmıyordu heyecanımı belli etmemeye çalışsam da diğerlerinin de benden aşağı değildi Muroyla göz göze geldim dikiz aynasında gözünü kırpıp yanağını oynatarak verdiği işarette her zamanki tavırlarıyla nasılsın der gibiydi bende ona önce dudaklarımı büküp sonra dudağımı ısırıp kafamı sağa sola salladım o da anlamıştı beni bunca zamandan sonra artık kelimelere gerek kalmıyordu birbirimizle neredeyse sadece işaretleşerek iletişim kurabiliyorduk artık birbirimizi o kadar iyi tanıyorduk ki artık sanki yek vücut olmuştuk onunla
Yetimhaneden kaçıp kaçıp köprü altlarında yatıp kalktığım dönemlerde tanışmıştık aslan gibi çocuktur
Ne badireler atlattık onunla beraber ne ölümlerden döndük ne işler yaptık neredeysen 15 sene geçti ne yediğimiz ne içtiğimiz ayrıydı bir kere bile yanlış yapmadık birbirimize çok aç susuz kaldık ama ayrılmadık hiç birbirimizden gayrimeşru alemde muro gibi bir dostun varsa sırtın hiçbir zaman yere gelmez bi keresinde ...............................
bu iş bize ilk geldiğinde diğer işler gibi sıradan bir iş gibi baksak ta işin ucunda ışığı görememek vardı korku heyecan belirsizlik ve hata kabul etmez ve işin sonunda bizim canımız yanabilirdi